Ergenlik ve Ergenlerle İletişim
Ergenlik nedir?
Ergenlik, 12 yaş civarında başlayan yaklaşık 24 yaşına kadar devam eden çocukluktan yetişkinliğe geçiş aşaması olarak kabul edilen dönemdir. Ergenlik, bireyde birçok fiziksel ve zihinsel gelişme ve farklılaşmayı barındıran zorlayıcı bir dönemdir. Ergenlik döneminin vazgeçilmezi bireyin ailesi ve toplum normlarına yönelik başkaldırı ve çatışma halinde olmasıdır. Bu çatışmayı yaşıyor olması bireyi yaşama hazırlayan bir süreçtir.
Ergenlik döneminde beyin de fiziksel bir değişim içerisindedir.
Her birimiz ergenlik döneminin birçok değişimi öngördüğünü kabul ederiz. Ancak ergenlik döneminde kişinin beyninde tıpkı boyumuzun uzaması, yüz simamızın değişmesi gibi fiziksel bir değişim olduğu az bilinen bir gerçektir. İnsan beynini diğer hayvanların beyninden ayıran en önemli kısım alnımızın hemen altında bulunan prefrontal kortekstir. Prefrontal korteks bizi insan yapan becerilerden sorumludur. Örneğin sosyal hayata uyum, kendimizi bir başka canlının yerine koyabilme, adalet duygusu, karar verebilme, sebep sonuç ilişkisi kurabilme ve bu gibi birçok beceriden prefrontal korteks sorumludur. Bu beceriler doğada yalnızca insanda bulunan becerilerdir. Doğduğumuzda incecik olan prefrontal korteksimiz ergenlik döneminde gelişimini tamamlar. Bu gelişim fiziksel olarak beynin söz konusu bölümünün hacminin artması, büyümesidir. Yani kişi, biraz önce söz ettiğimiz ve buna benzer bizi insan yapan bilişsel becerilere ergenlik döneminde potansiyeli ve çevre şartları elverdiği ölçüde tam manasıyla kavuşur.
Bedensel değişimler
Kişi, ergenlik dönemi itibari ile hızlı bir bedensel değişim sürecine girer ve artık çocuk görünümünden sıyrılarak bir yetişkin görünümüne kavuşur. Bu yeni görünüşü ergene zaman zaman tedirginlik verebilmektedir. Hızla değişen vücudundan utanabileceği gibi kendisini zaman zaman çirkin de bulabilir. Ergenlik çağı bu yönüyle hayatının devamında birlikte yaşayacağı bedeni tanıması, sevmesi ve benlik saygısı geliştirebilmesi için kritik bir dönemdir.
Bedensel değişim şaka malzemesi olmamalıdır.
Ergenin ebeveynleri ve sık iletişim kurduğu yetişkinler tarafından dikkat edilmesi gereken noktalardan bir diğeri de ergenin fiziksel değişiminin şaka malzemesi yapılmamasıdır. Ergenlere yönelik toplumda artık kalıplaşmış olan şakalar kırıcı, utandırıcı hatta ergenin benlik saygısını baltalayıcı olabilmektedir. Öyle ki, bu şakalara maruz kalan ergenlerin postürde yani beden duruşunda bozulmalar, içe kapanıklık, utangaçlık oluşabilmektedir.
Çocuklarınıza karşı açık sözlü olun.
Ergenlik, bireyi çocuklukta yeri olmayan ancak yetişkin hayatının bir parçası olan cinsel yaşama hazır hale getirir. Bu amaç doğrultusunda kişide hem fiziksel hem de ruhsal bazı değişiklikler meydana gelir. Bu değişikliklere henüz yabancı olduğundan dolayı ergenlik çağındaki kişide merak ve öğrenme isteği oluşması muhtemeldir. Burada, ebeveynlere düşen sorumluluk ergeni açık ve doğru bir şekilde bilgilendirmeleridir. Erkek çocuklarının babaları ile, kız çocuklarının ise anneleri ile konuşmaları uygun olacaktır. Unutulmamalıdır ki çocuklar bilginin bu kadar çabuk erişilebildiği ve yığınla bilgiden doğrusunun yanlışından ayırt edilemediği günümüzde ebeveynlerinin cevap vermediği soruları veya konuşmaktan kaçındığı konuları pek de güvenilir olmayan kaynaklardan muhakkak öğreneceklerdir.
Tehlike oluşturabilecek bazı durumlar:
Ergenlik dönemi yaşantılarından kriz oluşturabilecek, ebeveynlerinin tutumunun keza maksimum düzeyde önemli olduğu bazı durumlar sigara, alkol ve diğer madde kullanımlarıdır. Ebeveynler çocuklarında böyle bir davranışın varlığından şüphelendiklerinde çocuğu doğrudan sorgulamak, eşyalarını karıştırmak gibi doğrudan müdahalelere başvurmamalıdır. Bunun yerine ergenin davranışlarındaki ipuçlarını takip etmek daha işlevsel olacaktır. Alkolün etkileri özellikle yeni kullanmaya başlayan ergenler üzerinde açık ve kolay gözlemlenebilirdir. Ancak ebeveynler belirtileri daha karmaşık olan madde kullanımına dair fiziksel ipuçlarının neler olabileceği konusunda bilinçli olmalıdırlar. Bu tür davranışlar fark edildiğinde çocuklara karşı yargılayıcı olmamak, merhametli olmak onları kazanmak adına çok büyük bir adımdır. Ergenlik döneminde bu tip davranışlar genellikle akran çevresinin etkisiyle oluştuğundan dolayı ebeveynlerin çocuklarının arkadaşlık ettiği kişileri tanıyor olmaları ve ergenin edindiği çevreye dair olumsuz bir izlenimleri olduğu takdirde zorlayıcı ve yargılayıcı olmadan gerekli müdahaleyi yapıyor olması önemlidir.
Çocuklar söylediklerimizi değil yaptıklarımızı yapar.
Her ebeveynin çocukları tarafından edinilmesini istediği bazı davranışlar vardır. Birçok ebeveyn çocuklarına uzun süreli nasihat seansları düzenler. Bu nasihat seanlarının çocuklar için çok ama çok sıkıcı olduğunun farkına varılmalı ve kabul edilmelidir. Ebeveynlerin, yaptıkları hemen her işte düzeltme yapan birileri ile yaşamanın nasıl olacağını düşünmeleri çocuklarının nasıl hissettiğini anlamaları konusunda faydalı olacaktır. Ebeveynlerin bu noktada 'Peki çocuklarımıza doğru olanı nasıl öğreteceğiz?' diye sorduklarını duyar gibiyim. Cevap basit: Çocuklar sizin söylediklerinizi değil yaptıklarınızı yaparlar. Üstelik böylece size düşman olmazlar, kızmazlar ve onlarla daha az çatışmaya girmiş olursunuz. Bu noktada ebeveynlerin dikkat etmesi gereken kendi davranışları ile çocuğa verdikleri nasihatlerin çelişmemesidir. Emin olun çocuklarınız bu çelişkileri fark etmede çok beceriklidirler.
Çocuklarınızın maruz kaldığı stresin farkında olun.
Toplumumuzdaki ebeveyn klasiklerinden bir diğeri çocuklarına kendi dönemlerinde çocuk ve genç olmanın ne kadar zor olduğu ve çocuklarının günümüzde ne kadar rahat bir yaşama sahip olduğuna dair bitmek bilmeyen nasihatleridir. Farkında olunması gereken, günümüzde çocukların ve ergenlerin birçok alanda strese maruz kaldığıdır. Bu stres ebeveynlerininkinden miktar olarak az olmamakla birlikte yalnızca biçim değiştirmiştir. Toplumun gençliğe adım atan bu bireylerden birçok beklentisi vardır. Sadece okul ve sınav sisteminin bile çocuklar üzerinde oluşturduğu stres azımsanamayacak düzeydedir. Ebeveynlerin, çocuklarının yaşantılarının bu manada farkında olmaları hem çocuklarıyla iletişimlerini güçlendirecek hem de onları daha iyi ebeveynler haline getirecektir. Unutulmaması gereken bir diğer nokta ise günümüz ebeveynlerinin çocuklarına kendi anne babalarından gördüğü taktikleri uygulamalarının pek etkili olmayacağının farkında olmaları gerektiğidir.
Ergenlerin bağımsız olma çabaları göz ardı edilmemelidir.
Ergenlik, bireyleri yetişkinliğe hazırlayan bir dönemdir. Bu dönemde bireyler evlilik hayatını, meslek hayatını, kişisel ve aile ekonomisi yönetme gibi yetişkin hayatına dair bazı becerileri edinirler. Bu beceri edinme sürecinde bazı yaşam olayları ile tek başına mücadele edebildiğini görmek ergenin özgüvenini geliştirecektir. Bu dönemde ebeveynler, çocuklarını altından kalkabileceği durumlar ile tek başına yüzleşmesi için cesaretlendirmelidir. Ergen için bu dönemde arkadaşlık ilişkileri büyük önem kazanmış durumdadır. Arkadaş ortamının ergenin düşünce yapısına ve davranışlarına yönelik büyük bir etkisi mevcuttur. Ebeveynler, çocuklarının arkadaş çevresini beğenmiyorlarsa veya çocukları üzerinde olumsuz etkileri olduğunu düşünüyorlarsa çocukları ile arkadaş çevresine dair nasihatlerde bulunmamalı, tartışmalara girmemeli, çocuğa arkadaşlarını kötülememelidirler. Ebeveynlerin bu davranışı ergeni ailesinden uzaklaştıracak ve arkadaş çevresine daha düşkün hale getirecektir. Ergenin arkadaş çevresinin onaylanmadığı durumlarda ergene mutlaka sebebini açıklayarak onu daha farklı bir çevre edinmeye teşvik etmek daha işlevsel bir seçenektir. Ergenlerle iletişimde onların düzeyinde iletişim kurmak ve onlara karşı hoşgörülü olmak, yargılayıcı olmamak önemlidir. Akraba çocuklarıyla, kardeşleriyle, arkadaşlarıyla veya ebeveynlerinin çocukluklarıyla kıyaslama yapılmamalıdır.
Kural koymaya dair
Ergenlerin artık çocuk olmadığını ve bağımsız bir birey olmak adına gelişim gösterdiklerini bu noktada unutmamak gerekir. Sebebini açıklamadan herhangi bir mantıksal açıklamaya dayanmayan kurallar koyuyor olmak ergeni ebeveynlerinden uzaklaştıracak ve koyulan kurallara isyan etmesine sebep olacaktır. Ebeveynler özellikle ergenlik dönemindeki çocuklarına koyacakları kuralları onlarla birlikte belirlemelidir ve koyulan kuralın sebebi mutlaka açıklanmalıdır.
Okul başarısındaki düşüş bilişsel gelişimle bağlantılı olabilir.
Lise müfredatına dahil olan derslerin bir kısmı ergenlik döneminde edinilmekte olan soyut düşünmeyi gerektirmektedir. Soyut düşünme becerisi kazanamamış veya bu alandaki gelişimini henüz tamamlayamamış olan ergenin bu tür derslerde zorlanması muhtemeldir. Ebeveynlerin, çocuklarının daha düşük not aldığı derslerini değerlendirirken bu olası durumu göz ardı etmemeleri faydalı olacaktır. Ayrıca burada eklenmesi uygun olacak bir diğer detay aileleri tarafından onaylandığı ve desteklendiğini hisseden çocukların ders başarıları da buna bağlı olarak artacaktır. Çocuklarının akademik anlamda başarılı olmasını isteyen ebeveynlerin akşamları televizyonu kapatarak bir kitap okumaya başlamaları çocuklar için teşvik edici olacaktır.
Medya kullanımı kontrol altında olmalı
Medya kullanımı günümüzde özellikle ergenlik çağındaki bireyler için kritik önem taşımaktadır. Burada medya kullanımından detaylı söz etmemekle birlikte hangi yaş grubunda olursa olsun çocukların kontrolsüz olarak sosyal medya ve diğer online içeriklere erişmesinin engellenmesi gerektiği üzerinde duracağım. Ailelerin medya okur yazarlığında yani günümüz için konuşmak gerekirse internet ve sosyal medya kullanımında çocuklarından daha yetkin olmaları önemlidir. İnternet içeriği kullanımı konusunda çocuklarını yeterince kontrol edemeyen ebeveynlerin çocuklarını ne yazık ki sosyal, kültürel ve cinsel manada medya içerikleri eğitmektedir.
Serbest zaman etkinlikleri
Ergenlik çağındaki bireylerde boş zamanları değerlendirmek için edinilebilecek hobilerin birçok faydası bulunmaktadır. Ergenin fiziksel ve zihinsel gelişimini destekleyen hobiler edinmesini sağlamak akıllıca olacaktır. Hobi ile vakit geçirmesi ergenin stres düzeyini düşürecek, onu daha az agresif daha geçimli kılacaktır. Ergen kendisiyle aynı hobiye sahip olan arkadaşlar edinecek, böylelikle kendisine olumsuz etkileri olabilecek arkadaşlardan uzak duracaktır. Edindiği hobi ergenin fiziksel gelişimini desteklediğinden dolayı onu fiziksel olarak daha sağlıklı hale getirecektir; ayrıca ergeni zihinsel gelişim noktasında destekleyerek onun bilişsel faaliyetlerini daha keskin hale getirecektir.
Çocuğun meslek tercihi ve eğilimi hakkında konuşuyor olmak
Ebeveynlerin çocuklarıyla onların gelecekte edineceği meslek hakkında konuşuyor olmaları çocuklar için motive edicidir. Ebeveynler çocuklarını cesaretlendirmeli ve çocukların istediği mesleği edinme yolunda onlara kılavuzluk etmelidirler. Unutulmamalıdır ki çocuklara yalnızca 'ders çalış' demek asla yeterli değildir. Aile de bu yönde bazı fedakarlıklarda bulunmalı ve çocuğa destek olmalıdır. Çocuklarımızı eğitmenin kendimizi eğitmekten geçtiğini hiçbir zaman unutmamak gerekir.
Psikolog, Psikoterapist
Kevser ATEŞ
Yorumlar
Yorum Gönder