Ana içeriğe atla

Çocuklarımızın Ruhsal Dünyalarını Anlamaya Dair Bazı Pratik Yöntemler

Çocuklarımızın Ruhsal Dünyalarını Anlamaya Dair Bazı Pratik Yöntemler

Anlatılacak yöntemlerin her biri farklı terapi ekollerinin uzmanları tarafından geliştirilmiş, uzmanlar tarafımdan terapi seansları içerisinde kullanılan yöntemlerdir.

 

1️

Çocuklarınızın Oyunlarını Gözlemleyin.

 Oyunla ilgili olarak öncelikle gözlemlenmesi gereken şey 2 yaşını doldurmuş olan çocuğunuzun, yanında herhangi bir oyun arkadaşı olmadığında oyun kuruyor ve oyunu sürdürebiliyor olmasıdır. Bu, 2 yaşını doldurmuş çocukların bilişsel gelişiminin uygun düzeyde olduğunun bir göstergesidir.

 Çocuklar oyun kurarken ve oyunu sürdürürken tıpkı rüyalarımızda olduğu gibi tamamen bilinçaltı malzemeleri kullanırlar. Ebeveynleriyle, arkadaşlarıyla ilişkilerinden ve diğer tüm dahil olduğu sosyal ortamlardan getirdiği malzemeleri çocuk, oyun kurarken aktif olarak kullanır.

 Çocuğun kurduğu oyunlarda sıkça tekrarlayan temaların neler olduğu belirlenmelidir. Çocuk saldırganlığını, çözemediği duygusal ilişkilerini, dikkat eksikliğini mutlaka oynadığı oyunlara yansıtacaktır. 

Oyun oynadığı esnada çocuğa bazı sorular sormak bize daha detaylı ve çocuğun kendi ağzından olan güvenilir bilgiler verecektir.

Oynarken hangi oyuncakların seçildiği çocuğun duygusal ve zihinsel durumunu bize gösteren bi başka ipucudur.

 

2️

🎨 Çocuğunuza Resim Çizdirin.

 Tıpkı oyunlar gibi çocukların çizdiği resimler de bize çocuğun yaşantılarına, duygusal durumlarına, mevcut sosyal ilişkilerini değerlerlendirme şekillerine hatta zeka düzeylerine dair bilgi sağlarlar.

 Yapılan resimlerden alınan verilerin çocuğun iç dünyasına dair daha fazla bilgi veriyor olması için çocuğa mümkün olduğunca az yönerge verilir. Yani, çocuğa verilen yönerge 'bir insan çiz', 'bir çiçek çiz' formatında olmalı, detay içermemelidir. Çocuk her ne resim çizerse çizsin o resimde yansıtılan şeyin gerçekle uyumuna dair yönlendirme yapılmamalıdır. Çocuk terapisi seanslarında uzmanların uygulamaları da bu şekilde gerçekleşmektedir.

 Çocuğun çizdiği resimde yapılması gereken bir diğer şey resme dair çocuğa sorular sormaktır. Resimdeki nesne ve kişileri çocuklara tanımlatmak resimdeki kişinin kim olduğu belirlendiği taktirde bize söz konusu kişinin çocuğun dünyasındaki karşılığını görmemizi sağlar.

 Resmin kağıt üzerindeki boyutu ve kağıdın hangi bölümünde yer aldığı da bizim için bilgi vericidir.

 Resimde birçok renk olması, kağıdın büyük kısmının resimle kaplanmış olması ve kalemlerin çizim esnasında çok bastırılmış olması saldırganlık ve dürtüsellik göstergesi olabileceği gibi resmin kağıt içerisindeki boyutunun çok küçük olması içe kapanıklık göstergesi olabilmektedir.

 

3️

Çocuğunuza "bir mucize oldu" sorusu sorun.

 Mucize soru tekniği, çocuğunuzun sizden ve hayattan beklentisinin ne olduğunu belirlemede kullanılabilecek, uygulaması gayet kolay bir tekniktir. Bu teknik ayrıca çocuğunuzun kendi hayatında problem ettiği noktaların neler olduğunu belirlemenizde de kullanışlıdır.

 Uygulanışı:

Çocuğunuzdan gözlerinizi kapatmasını isteyin. Sonra ona "Diyelim ki sen gece uyurken bir mucize oldu. Ve hayatında senin için problem olan, canını sıkan herşey çözüldü. Hayatında ne değişmiş olurdu? Sen nasıl biri olurdun? Yeni hayatında neler yapıyor olurdun?" şeklinde sorular sorun. Mucize gerçekleştikten sonra hayatının nasıl olacağına dair ekstra sorular sorabilirsiniz. "Mucize gerçekleştikten sonra annen ve baban nasıl insanlar oldu?, okulun nasıl bir yer oldu?" gibi.

 

4️

Çocuklarınıza nasıl ebeveyn olacaklarını sorun.

 Tıpkı mucize soru tekniğinde olduğu gibi çocuğunuzdan gözlerini kapatmasını isteyin. Ona yıllar geçtikten sonra bir yetişkin olduğunda nasıl bir hayatı olacağını sorun. Eşinin nasıl biri olduğunu, kaç çocuğu olduğunu ve çocuklarının nasıl çocuklar olduğunu sorun. Boş vakitlerinde neler yaptığını sorun. Ve en önemlisi çocuğunuza anne veya baba olduğunda nasıl bir ebeveyn olacağını sorun. Bu sorulara alacağınız cevaplar çocuklarınızın sizin onlara karşı nasıl ebeveynler olmanızı istediğini size söyleyecektir.

 

5️

💭 Çocuklarınızın rüyalarını dinleyin.

 Rüyalar kişilerin günlük yaşantılarının kişinin tıpkı parmak izlerimiz gibi benzersiz olan zihinsel süreçlerinin süzgecinden geçmesi ile oluşur. Yetişkin bireylerin rüyalarında kişilerin bazı yüzleşemediği bilinçaltı malzemeler savunma mekanizmasi dediğimiz bazı sansürlemelere maruz kalarak ortaya çıkar. Oysa çocuklarda bu savunma mekanizmaları yetişkinlerinkine göre oldukça zayıf işlemektedir. Çocuklar rüyalarını yetişkinlere göre daha sık hatırlamaktadırlar ve çocukların rüyalarında daha fazla miktarda gerçekliğe uzak içerikler bulunmaktadır. Yani çocuklarınızın rüya gördüğünü söyleyerek anlattıkları şeyler onların durumlara yükledikleri anlamları ve duygusal süreçlerini anlayabilmemizde çok kullanışlıdır. Çocuklar rüyalarını anlatırken onları kesmeden rüyanın sonuna kadar dinlemek bu bakımdan önemlidir. Hatta bazı sabahlarda çocuğunuza dün gece herhangi bir rüya görüp görmediğini soruyor olmak onların hem anlatım kabiliyetini hem de hafızasını güçlendirecektir. Rüyaları dinlerken çocukların bize açıkça söylemediği bazı mesajları yakalayabileceğimiz unutulmamalıdır.

 

Psikolog, Psikoterapist

Kevser Ateş

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Annelikte Doğru Motivasyon

Annelikte Doğru Motivasyon Kadın olmak hem fizyolojik hem de psikolojik olarak çok özel bir konumdur. Kadını en özel kılan etkenlerden biri, bir yavruyu bedeninde aylarca muhafaza edebilme ve sonrasında anne olmasıdır. Annelik, özellikle bizim kültürümüzde fedakarlık kavramıyla eş tutulmuştur. Dilimizde var olan ‘yemedim yedirdim; giymedim giydirdim’ benzeri söyleyişler de anneliğin toplumumuzdaki anlamlandırılmasına örnektir. Ancak çocuklar ve yetişkinler üzerinden elde edilen gözlemler annelerin çocukların hayatlarının merkezlerine koymasının değil; kadının hayatın merkezine kendi gelişimini ve mutluluğunu koymasının çocuklar için psikolojik olarak çok daha faydalı ve geliştirici olduğu yönündedir. Anneler kendi hayatlarından vazgeçerek, hayatlarını adeta çocuk yetiştirmeye adadıklarında ilginç bir şekilde bu tek amaçlarını ıskalıyorlar ve o kadar da iyi çocuk yetiştiremiyorlar. Çünkü çocuğa iyi gelen adeta bir yaşam koçu gibi hayatının her dakikasını planlayan, kendi hayatını çocuğa...

Sınırımızdaki Savaş ve İkincil Travma

     Bu günlerde komşu ülkelerimizde 3. Dünya Savaşı’nın ilk reaksiyonlarını görmekteyiz.    Türkiye, tarihteki adıyla Mezopotamya, üzerinde birçok dinin kutsalının bulunduğu, stratejik bir konuma sahip topraklar içerisindedir.    Ülkemizi genellikle Norveç gibi refah seviyesinin yüksek olduğu kuzey ülkeleriyle kıyaslayanlara söylemek istediğim bizim ülkemizin Norveç’ten en büyük farkının bizim topraklarımız üzerinde birçok din, örgüt ve ülkenin çıkarlarının olmasıdır.    Ülkemizin coğrafi kaderinden söz ettikten sonra komşu ülkelerdeki savaşların bize etkisini konuşmak istiyorum.    Tabii ki sınırlarımızdaki savaşın bize ekonomik etkileri var ancak daha bireysel boyutta baktığımızda savaş bize çok yakın ve günümüzdeki savaş mağdurları bizim din kardeşimiz. Filistin, Suriye, Irak, Çeçenistan, Doğu Türkistan ve diğerleri…    Savaş mağdurlarının çektiği eziyetleri, maruz kaldıkları insanlık dışı durumları bugünlerde sık sık ...

Anne-Babalarımıza Karşı Sorumlu Muyuz?

Bugünlerde sık duyduğum bir fikir üzerine konuşmak istiyorum. Şöyle ki ruh sağlığı uzmanlığı olan kişilerden bazıları anne babamıza karşı sorumlu olmadığımız, onlara karşı herhangi bir minnet borcumuz olmadığını söylüyorlar. Anne-babamızın bizi dünyaya getirmiş olmakla bize bakmak ve yetiştirmekle sorumlu olduklarını ancak bize yıllarca verdikleri emek karşılığında bizim anne-babamıza karşı hiçbir sorumluluğumuz olmadığı bize verilen emeklerin, yapılan fedakarlıkların sadece onların mecburi olarak yerine getirdikleri şeyler olduğu fikrindeler. Şöyle söyleyeyim: kırmızı ışıkta duran bir araca nasıl teşekkür etmezsek, bu davranış onun zaten yerine getirmesi gereken bir şeyse, anne-babamıza karşı da sorumluluğumuzu böyle değerlendiriyorlar. Bu fikir açıkça bizim kültürümüze aykırıdır. Çünkü Türk kültürü aile kurumuna çok fazla önem verir. Evlatlar yetişkin olsa dahi ailenin birlikteliğini, aile içerisindeki istişareyi ve yardımlaşmayı teşvik eder. Kültürümüzdeki bu yaklaşım kişileri yalnı...