Kişi gençlik
yıllarını kendinde manevi bir tatmin duygusu bırakacak şekilde yaşamışsa
yaşlılık, adeta uygun koşullarda özenilerek en verimli topraklarda
yetiştirilmiş bir ağacın olgun, sulu ve lezzetli meyvesi gibidir. Hayat
yaşanmış uzun yıllarda kişiye öyle şeyler göstermiştir, öyle deneyimler
yaşattırmıştır ki yaşlı kişi artık yaşanılanlardan kolaylıkla dehşete kapılmaz, panik
olmaz; hayat onun için sürpriz değildir.
Yaşlı
hayatın ona vereceklere nazik bir tevazu ile merhaba diyebilme olgunluğuna
ermiş kişidir çünkü. Yaşlı gençlere merhamet nazarıyla bakar. Gençler her ne
kadar yaşlı kimseler tarafından anlaşılmadıklarını düşünseler de yaşlı kimse
gencin o an içerisinde bulunduğu durumu daha önce tecrübe etmiş hatta gencin
henüz görmediği bir sonraki adımı, sırada ne olduğunu da görmüştür. Bu bakımdan
yaşlı kişi tecrübelerinden faydalanılması gereken bilge kimsedir. Ancak
yaşlılıkta bu söylediğim bilgelik ve mütevazilik halinin oluşması için kişinin
buna zemin hazırlayanın dolu, verimli, kişiye doyum ve tatmin hissi verecek bir
hayat olduğunu düşünüyorum.
Özellikle
çocukların yaşlılarla etkileşimi çok kıymetli buluyorum. Bunun her çocuğun
tecrübe etmesi gereken ve kendisi de yetişkin olduğunda ona canlı anılar bırakacak
bir temas olduğunu düşünüyorum. Öyle ki yaşlıların çocuklara merhameti birçok
gençten hatta bazen çocukların kendi anne babalarından bile daha derin.
Yaşlı kimse
bedenen zayıflasa da fikir olarak olgunluğa erdiği artık diğer bireylere
önderlik edici vasıflara sahip olduğu bu dönemde gençler tarafından bu yönünün
farkında olunmalı ve bu özellikten istifade edilmelidir. Ancak bu noktada bu
etkileşim ve istifadeyi tıkayan noktanın yaşlıların ve gençlerin
iletişimlerindeki kuşak farkı ve adeta farklı dili konuşuyor olmaları olduğunu
düşünüyorum. Hayata dair bunca tecrübeye sahip yaşlılarımızın, henüz onların
sahip olgunluğa erişememiş genç bireylere hitap ederken ya da yaklaşırken buna
özen göstermelerini rica ediyorum. Bu benim çevremde gözlemlediğim kadarıyla
yaşlı kimseler ile kendisinden daha genç bireyler arasında iletişim yolunun
kurulabilmesi ve gençlerin yaşlıların tecrübe ve olgunluklarından istifade
edebilmesi için önemli bir detay.
Çevremdeki
yaşlı kimselerden gözlemlediğim bir başka durum ise yaşlı kimselerin
kendilerini adeta eve hapsettiklerinde, açık hava çıkmadıklarında ve fiziksel
olarak daha atıl olduklarında hem fiziksel hem de psikolojik olarak kendilerini
daha kötü hissettikleri ve yakınmalarının arttığı yönündedir. Yaşlı kimseler açık
havada vakit geçirdiklerinde ve yaşamlarını fiziksel olarak aktif olarak
sürdürdüklerinde bunun onlara daha iyi geleceğini düşünüyorum.
Ayrıca yaşlı
kimselerin zaman zaman yaşlılıktan yakınmaları çevrelerindeki genç bireyleri umutsuzluğa
ve karamsarlığa düşürmektedir. Ayrıca gençler ailesindeki ve diğer
yakınlarındaki yaşlı kimselerin bu umutsuz hallerine üzülmektedirler. Yaşlılar
fiziksel olarak artık yetersizlik kaldıklarını hissettiklerinde bunun da
yaşamın bir süreci ve parçası olduğunu düşünmeliler. Oysa ki çocuklar da
sebepleri farklı olmakla birlikte bir takım fiziksel yetersizliğe sahipler.
Çocuklardan beklenen onların yetersizlikleri ve eksiklikleri dikkate alınarak
toplum ve aile içerisinde bir yere sahip olmaları ve bunun gerekliliği olan
bazı sorumlulukları yerine getiriyor olmalarıdır. Adeta çocuklar gibi yaşlılar
da kendilerini geri çekmemeli ve topluma katılımlarını sürdürmelilerdir. Bu hem
yaşlıların kendine bakışlarını ve yaşlılığı algılayışlarına hem de gençlerin
onlara ve yaşlılığa bakışlarına etki edecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder